30 Eylül 2016 Cuma

Gemide Zorbaca Davranan Kaptanla Nasıl Başa Çıkılır?

Israrlı, saldırgan ya da hakaret edici davranışla, gücü kötüye kullanarak karşınızdaki kişinin kendisini tehdit altında, aşağılanmış ve kafası karışmış olarak hissetmesine zorbaca davranmak denilebilir.
Zorbaca davranış hedefteki kişinin özgüvenini zayıflatır ve onun stres içine girmesine neden olabilir.
Haksız eleştiri, hata bulmak, zayıflatmak, dışlamak, iki yüzlülük, asıl niyeti gizlemek, iftira etmek, çarpıtmak, sürekli eleştiri, hedef yapılmak, küçümsenmek, aşağılanmak, alaya alınmak, tehdit edilmek, aşırı yük altına sokulmak, reddedilmek, sorumluluğun artırılması ama yetkinin azaltılması, gerçekçi olmayan hedefler ve bitirme mühletleri dayatılması, yapılan iş için hiçbir takdir almamak, disiplin usullerinin kötüye kullanılması, geçersiz nedenlerle uyarı vermek ve haksız yere işten çıkarılmak zorbaca davranışa uyan davranışlardır.
Zorbaca davranan kaptan/amirler bunu bir alışkanlık haline getirmiştir. Hedef siz olmasanız bile, mutlaka bir başkası olacaktır. Yalnız size değil herkese aynı şekilde davranırlar. Karşılıksız bırakılması halinde bu davranış devam edecektir. Zorbaca davranışı alışkanlık haline getirmiş birinin özellikleri; yalancıdır, hafızası seçmecidir, her şeyi inkar eder, kulak vermez, olgun bir tartışmayı sürdüremez, vicdansızdır, pişmanlık duymaz, şükran duymaz, yıkıcı ya da bölücüdür, esnek davranmaz ve bencildir, duyarsızdır, gayri ciddidir, güvensizdir ve olgunlaşmamıştır, ama çekici ve mantıklı olabilir.
Zorba olarak nitelendirilen kişiler çoğu zaman astları (gemici, yağcı, aşçı, kamarot…) tarafından karizmatik, başarılı ve birlikte olmanın iyi olduğu insanlar olarak algılanmaktadır. Zorba bir kaptan/amire davranışını bu kadar uzun süre sürdürme olanağını veren de bu çekici olabilme yeteneğidir.
Zorbaca davranış iki farklı aşamadan oluşan bir kalıbı izleyebilir. Birincisi kontrolü alma ve tabi kılmadır; bu aşamada zorba üstteki yöntemleri kullanarka kurbanın özsaygısını, özdeğerini ve özgüvenini azaltır. İkincisi, tasfiye etmektir; kurbanın gemiden çektirilmesidir. Bu durumda aynı davranış genellikle bir süre sonra bu kez başka bir kurbanla yeniden gündeme gelir.
Zorba davranışa maruz kalan kişi kendini hasta ve güçsüz hissetmeye, uyku bozuklukları çekmeye başlar. Kalp çarpıntısı, mide ve bağırsak problemleri, değişik küçük ağrı ve sancılar çekmeye başlar. Duygusal belirtiler de yaygındır; zorbalığın sonucu olarak ürkeklik, huzursuzluk, panik ataklar, depresyon, öfke ve güvensizlik ortaya çıkabilir. En aşırı durumlarda insanların hayatına mal olabilir, intiharlara yol açabilir.
Zorbalık genellikle amirlerin çalışanlarına uyguladığı bir şey olduğu sanılmakla birlikte, gerçekte bunun gemideki güç ilişkilerinin çok değişik türlerinde ortaya çıktığına tanık olunmaktadır.
Yönetici ve profesyonel konumlardaki denizciler zorbalığın acısını personele oranla muhtemelen daha çok çekmiştir.
Zorba kaptan/amirlerle nasıl başa çıkılır?
Yapılacak ilk iş böyle bir problemle karşı karşıya olduğunuzu kendinize itiraf etmektir.
Utanç, mahcubiyet ya da suçluluk duygusuna karşı koymak da çok önemlidir. Bu tür duygular saldırgana kurbanını kontrol altına alma ve susturma imkanı verir.
Birçok kişinin zorbaca davranışa hedef olmasının asıl sebebi, işlerinde iyi olmaları ve diğer insanlar tarafından sevilmeleridir. Zorbanın çekemediği, kendisini emniyette hissedemediği ya da zayıflatmak istediği beceri ya da özelliklere sahip olabilirler.
Zorba kaptan/amirinize kendinizden emin bir şekilde karşı koymak ve yaptığı şeyler ile bunun getirdiği sonuçlara işaret etmek bile yeterli olabilir. Birçok durumda itham edilen kişi dehşete kapılıp kendisinin bu şekilde algılanmasından endişe duyar ve kendisini davranışını duruma uygun bir şekilde düzeltmek zorunda hisseder. Karşınızdaki kaptan/amir zorbaca davranışı alışkanlık haline getirmiş biriyse bu çözüm işlemez.
Kötüye kullanılma ve kötü davranış örneklerinin bir kaydını tutmanız ve varsa belgelerini temin edin.  Aynı şekilde, adil olmayan bir şekilde eleştirilmiş ya da suçlanmışsanız, yazılı olarak zorba kaptan/amirden bu ithamını gerekçelendirmesini talep edin. Bu talebin dikkatle kaleme alınması ve mümkün olduğu kadar duygusallıktan uzak olması gerekir. Eğer zorba kaptan/amir ilk talebinize yanıt vermezse, bir kere daha yazılı bir hatırlatma yapın ve ilk yazınıza herhamgi bir yanıt alamamış olduğunuzu belirtin.
Eğer zorba kaptan/amire itiraz ettiniz ve durum gene de değişmediyse size yol göstermesi için şirketin İnsan Kaynakları bölümüyle iletişim kurun. Ama zorbaca bir davranışa maruz kaldığınızda kendinizi genellikle bu tür ciddi bir eyleme başvuracak kadar güçlü ve cesur ve yeterince öfkeli hissetmezsiniz.
Gemide zorba kaptan/amirin gözünde sizi hedef haline getiren sözler;
-“Şikayet etmemeliyim”
-“Eminim gerçekte kötü bir şey kastetmiyordu”
-“Onun da kendi problemleri var”
-“Muhtemelen benim hatamdır”
-“Ortalığı karıştırmak istemiyorum”
Çok fazla özür dilemek, sizin hatanız olmadığı açıkken özür dilemek, kendinizi her zaman mahcup hissetmek ve fazla hoşgörülü olmak, sizi zorbanın gözünde ideal bir kurban haline getiriren özelliklerdir.
Zorbaların çoğu başkaları tarafından takdir gördüğü için, onlara karşı koymak son derece güç olabilir.
Hatayı hep kendinizde gördüğünüzü ve her şeyi üstleneceğinizi ima eden cümleler kullanmaktan kesinlikle vazgeçin. Kendinizden daha emin bir yaklaşım sergileyin.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Deniz Tutkusu

Mustafa Kemal Atatürk denize büyük bir sevgi duyar ve deniz sevgisini tüm Türk ulusuna aşılamaya çalışırdı. Florya’da bulunduğu zamanlarda ya kürek çeker ya da denize girerdi. İstanbul’da bulunduğu zamanlarda özelikle Moda Koyu’nda yapılan yelken ve kürek yarışlarını Acar Motoru ve Ertuğrul yatından izlemekten büyük keyif alırdı.
Denizciliğin Temeli
1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı nedeniyle Moda Koyu’nda yapılan denizcilik şenlikleri başta olmak üzere önemli yarış günlerinde Acar Motoru ve Ertuğrul Yatı, Atatürk’ün yarışları en iyi biçimde izleyebileceği yere getirilirdi. Büyük Önder’in bu yarışları izlemeye gelmesi hiç kuşkusuz denizciler için de ayrı bir heyecan, şevk ve gurur kaynağı olurdu. Denizi medeniyet olarak gören Ulu Önder Atatürk, denizciliğin gelişmesi için de deniz sporlarının temel olduğunu düşünürdü. 
Atatürk’ün bilfiil yaptığı üç spor vardı. Askerlik hayatında başladığı ve ömrünün son yıllarına kadar fırsat buldukça sürdürdüğü binicilik, İstanbul’da geçirdiği yaz tatillerinde devamlı olarak uğraştığı yüzme ve zaman zaman da kürek sporları. Yaz aylarında, Florya Köşkü’nde istirahatta bulunduğu günlerde, sandala binerek kürek çekerdi. Yelken ve kürek yarışı olduğu zamanlarda Atatürk’ün bulunduğu yat koyda demirler ve Atatürk ve tüm misafirleri gün boyunca yarışı takip ederlerdi.
Yarışmaları dürbünle izleyen Atatürk, kazananları küpeşte kenarından alkışlar, onlara takdirlerini belirtirdi. Özellikle Kabotaj Bayramı yarışmalarında, Anadolu ve Rumeli Fenerleri Tahlisiye İstasyonları’nın kürek ekipleri arasındaki ezeli rekabetten doğan, iddialı ve çekişmeli yarışmayı izlemek Atatürk’ün pek hoşuna giderdi.
1937 Hükümet Programından
“......Denizcilik sadece ulaştırma işi değil, ikitisadi iş olarak anlaşılacak ve tersaneler, gemiler, limanlar ve iskeleler inşaa edilecek, deniz sporları kulüpleri kurulacak ve korunup geliştirilecektir. Çünkü: Toprakların ucu deniz olan bir ulusun sınırını, halkının kudret ve yeteneğinin hududu çizer. En uygun coğrafi konumda ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri bir denizci ulus yetiştirmek yeteneğindedir. Bu yetenekten yararlanmasını bilmeliyiz. Denizciliği, Türk’ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız.....”
Mustafa Kemal Atatürk bu sözleriyle denizciliğe verdiği önemi bir kez daha vurgulamıştır.

29 Eylül 2016 Perşembe

Deniz Suyu Refraktometresi Nedir, Nasıl kullanılır?

Deniz suyu yoğunluk refraktometresi, genel olarak bitki ve akvaryum sularının kontrolü için kullanılmasına rağmen, doğruya çok yakın sonuç vermesi ve kolay kullanımı sayesinde draft sörveyde gemiye yüklenen yük miktarının tespiti için gerekli olan deniz suyu yoğunluğunu ölçmeye yarayan optik alettir.
Nasıl kullanılır?
Numune camının kapağı kaldırılır ve alınmış olan deniz suyu örneğinden bir iki damla alınır ve numune camına damlatılır. Daha sonra kapak tekrar kapatılır.
Numune damlasının tüm camı kaplaması gerekmektedir.Eğer deniz suyu numunesi camı tam kaplamazsa ya da baloncuklar oluşursa ölçümde hataya neden olur.


Aletin dürbününe netlik ayarı yapın ve ışığa doğru tutarak deniz suyu yoğunluk değerini okuyun.
Skalanın sağ tarafı yüzde olarak deniz suyunun tuzluluk oranı, sol tarafında ise deniz suyunun yoğunluğu okunur.
Yandaki  örnekte okunan deniz suyu yoğunluğu 1.020, tuzluluk oranı değeri ise yaklaşık %0 26 dır.

Belli zaman aralıklarında aletinizi kalibre etmeniz gerekmektedir. Kalibrasyonu 20°C sıcaklıktaki  saf su ile yapabilirsiniz. Numune camına saf su koyduğunuzda okumanız gereken tuzluluk oranı değeri % 0 olmalıdır.  Eğer okuduğunuz değer bundan farklıysa, ayar vidasını bu değeri okuyana kadar tornavida ile çevirin.
Genellikle gerçek deniz suyu yoğunluğu değerinden 3-5 birim daha fazla gösterir. Yükleme limanında sörveyin bu cihazla yaptığı ölçümü kabul etmeyin. Tahliye limanında ise size vereceği pazarlık payının keyfini çıkartın. 

Tankercilerin Denizciliği En İyi Biliyor Olması

Denizcilik piyasasında herkes tankercilerin mesleği daha iyi bildiğini sanar. Böyle düşünülmesinde tek etmen tankerlerin CDI, MOC ve PSC'lerle  daha sıkı denetim altında olmasıdır. Bunun en büyük nedeni de taşıdıkları yüklerin tehlikeli ve çevreyi kirletici olmasıdır.
PSC; port state control, geminin yanaştığı liman devleti tarafından denetlenmesidir. Kendi çapında yaptıkları risk faktörü hesaplarına göre tüm gemilere çıkabilirler; kuru yük, dökme, tanker, konteyner farketmez. 
Tankercileri havaya sokan denetimler ise;
CDI; Chemical Distribution Institute, tüm sıvı kimyasal, akaryakıt üreticilerinin oluşturduğu havuz.
MOC; major oil companies, özel sektörün en büyük 6 firmasına verilen isimdir. Bunlar; BP, Shell, Exxon Mobil, Chevron, Conoco Phillips ve Total firmalarıdır.
Tüm bu denetimlerdeki amaç substandart gemileri piyasadan silmek. PSC bunu gemiyi banlayarak (geminin bölge limanlarına girişini yasaklamak), CDI ve MOC'lar ise geminin yük taşımasına engel olarak yapıyor.
Bu denetimler nasıl yapılıyor?
Türk tankerlerinin çoğu kiraya verilerek işletilir. C/P (charter party) anlaşmaları, belli zaman diliminlerinde cdi ya da moc denetim approval'ı şart koşularak imzalanır. Dolayısıyla, armatör uygun olan limanda cdi ya da moc denetimlerini kendisi talep eder. Bu süreçte armatör gemisine denetim tarihi hakkında bilgi verir ve ilgili denetim kurumunun "questionnaire" (soru kitabı)na hazırlanılmasını ister. 
CDI questionnaire' den alıntı
Anlaşılan limanda, sabahın erken saatlerinde ihtiyarın biri elinde bir not defteriyle gemiye gelir. O anda Türk gemicisi lumbar ağzında bekliyorsa ve bu adamcağıza kimlik sormuşsa yırttınız demektir. Yok hiçbir engelle karşılaşmadan kaptan kamarasına çıktıysa sıkı bir denetim sizi bekliyor olacaktır. 
İlk olarak kaptan kamarasında gemi sertifikalarının kontrolünü yapar. Sonrasında köprü üstüne çıkarak seyir aletleri, gmdss aletleri, seyir haritaları ve sefer planının detaylı incelemesini yapar. Köprü üstünden çıkarak yaşam mahalinden kıç üstüne iner. Güverteyi, baş altını ve son olarak makine dairesini gezer. Gözlemlediği eksiklikleri not defterine kaydeder. Raporunu hazırlamak için tekrar kaptan kamarasına geçer. Bulduğu eksikleri içeren bir rapor hazırlar ve kaptana imzalatır. 
Bulunan eksikliklerin sayısı geminizin yaşı ile doğru, armatör / kiracının ticaret hacmi ve gemi personelinin iş ciddiyetle ters orantılı olacaktır. 
Üstte de anlatıldığı gibi süper denizci olan tankerci arkadaşlar, hakkında hiçbir şey bilmedikleri bir sınava girmiyorlar. Sorulacaklar belli, söylenecekler belli. Tankerci arkadaşlardan duyduğumuz kadarıyla; denetim sırasında heyecandan adını bile söyleyemeyenler, tarzanca ingilizce karışık konuşan zabit ve kaptanlar, denetçinin yanında zabit azarlayan kaptanlar, kaptan azarlayan şirket yetkilileri, denetimde bulunan eksikllikler için genç zabitleri hatta gemiciyi bile suçlu ilan edenler, denetçi, 'şunu şöyle yapsak iyi olmaz mı?' dediğinde hemen konuyla ilgili check list hazırlayan denizcilerden bahsediyoruz. 
Draft sörvey desen ortamı terk eden adamlar. Kuru yük piyasasından % 20-30 oranında fazla aldıkları maaşları sağlıklarını kaybederek misliyle ödeyen, $ 50 fazla maaş için şirket değiştiren adamlar bunlar. 
Bunlar mı iyi denizci? 

7 Eylül 2016 Çarşamba

En Sık Kullanılan Gemici Bağları

Gemici bağlarının en önemli özelliği çok sağlam olmaları, daha da önemlisi çok çabuk çözülebilmeleridir.


Düğüm

Denizcilikte kullanılan bağlara bazen yanlış olarak düğüm denir örneğin; balıkçı düğümü vs. Düğüm bir bağ formudur.




Anele Bağı
Amacı: Halatın çımasını aneleye veya mapaya bağlamak. 

Yapılışı: Bağlanacak halatın bağlama payı göz önüne alınarak halatın çıması anelenin üstünden bir volta alındıktan sonra, alttan gelen çımayı gemiden gelen beden üzerine 2 veya 3 mezevolta alarak çımayı beden üzerine adi piyanla piyanlamak suretiyle yapılan gemici bağıdır.







Camadan Bağı
Amacı: Yelkeni camadana vurmakta kullanılan gemici bağıdır.

Yapılışı: Camadan kamçıları yan yana getirilerek yarım volta alınır.Sağdaki çıma soldaki çımanın altından alınarak yapılan gemici bağıdır.





Çifte Kazık Bağı
Amacı: Kazık bağının daha sağlam olmasını sağlamak. 

Yapılışı: Bu bağın yapılışında kazık bağında olduğu gibi ilk üstten alınan volta iki defa alındıktan sonra, alttan gelen çıma ile seren üzerinde çapraz olarak üçüncü bir volta daha alınır. Aynı, çıma uzun bednin içerisinden sokulmak suretiyle yapılır.






Dülger Bağı
Amacı: Bir halatın çımasını diğer halatın bedenine veya seren ile direklerin hamaylısına (ortasına) bağlamakta kullanılan gemici bağıdır. 

Yapılışı: Bağlanacak halatın çımasını direk üzerinden bir volta alındıktan sonra, alttan gelen çımayı direk üzerindeki bedenin arkasından, direk veya serenin önündeki bedenin de içinden geçirilerek yapılan gemici bağıdır.






İzbarço Bağı
Amacı: Gemiden sahile verilen halatın çımasına kasa yapmak. 

Yapılışı: İstenilen kasa büyüklüğü göz önüne alınarak bir kruz yapılır.Kasa büyüklüğünü teşkil eden doblin yaptıktan sonra çıma, kruzun altından içeriye geçirilip uzun bedenin altından yukarıya alınarak kruzun üstünden içeriye doğru kasa doblinin yanına getirilir, beden ve çımaların boşları alınarak bağ tamamlanır ve çıma bedene piyanlanır.





Sancak Bağı
Amacı: Bir halat çımasına diğer bir halatın kasasına, fırdöndüsü olmayan sancak savlolarını birbirine bağlamak. 

Yapılışı: Bağlanacak iki sancak savlosunun çımalarından bir tanesine sol el ile küçük bir doblin kasa yapılır.Sağ eldeki savlonun çıması kasasının altından geçirilerek doblin kasa üzerinde bir volta atılır.Aynı çımayı üstteki kendi bedeninin altından geçirmek sureti ile bağ yapılmış olur.